Ara

Yapay Dillerin Dünya Barışına Katkısı

Öncelikle şunu bilmeliyiz ki bir çiçekle bahar gelmeyeceği gibi çiçek olmadan da bahar gelmez. Dünya barışı da bir anda peydah olacak bir şey değildir. İnsanoğlunun fıtratı iyilik ve kötülüğe müsaittir malumunuz üzere. Yapay diller peki dünya barışına katkıda bulunacak diyoruz peki nasıl? aynı dili konuşanlar iç savaş yaşamıyor mu? yaşıyorlar elbette. Mesele dilde değilse neyde? Paradigmal değişimde. Peki yapay dilcilik ne tür bir paradigmanın ürünü olabilir? Tabii ki de insanlar arasında huzuru odak edinen, hoşgörü ve saygıyı odak edinen, sağduyu kavramını odak edinen bir paradigmanın ürünü olabilir. Neden mi?

Her dil ile uğraşında insan bir bariyeri daha yıkmıştır, her dil öğrendiğinde bir bariyeri daha yıkar. uluslar birbiriyle anlaşamıyorsa bunda dil de büyük etmendir. Dil bariyeri büyük bir meseledir bu sebeple. Dil iletişimi sağlar iletişim anlaşmayı sağlar. Birbiriyle anlaşanlar mutabakata varmış demektir. Mutabakattan doğan nedir: alan razı veren razı. gün sonunda mutluluk demektir bu. İşte yapay dilcilik bunun için bir yoldur. Bir düşünün dil yapıyorsunuz ama içiniz nefret dolu. Ne kadar verimli olabilirsiniz?

Nefret dolu bir yapay dilci düşünün başkalarından dini inançları, mensup olduğu kavimleri, deri renkleri sebebiyle nefret besliyor. Bu yapay dilci ne kadar kapsamlı olabilir ki? karşısındakini anlamaya çalışmadan salt nefretle bir yapay dilci nasıl olunabilir ki? karşımızdakini anlamak diyoruz bakın karşımızdaki gibi olmak demiyoruz. empati kurmak yani. empati karşındaki gibi olmak demek değildir karşındakinin açısından bakmaktır. Bir insan size zarar veriyorsa tabii ki de kendinizi korumalısınız ve anlamaya da çalışmalısınız karşımdaki neden bana zarar verdi? diye. sonuçta bu zararın arkasındaki etmenler de mevcuttur. Bir kişi tarafından tehdit edildiği için böyle davranmış olabilir, fiziksel olarak acı çektiği için bu ruh halini etkilemiş olabilir, ruh hali de bozulmuş olabilir ki kimsenin ruh hali düzgünken durduk yere bozulmaz. anlayışçılık evvela bunu anlamaktır. işte bir yapay dilci nefret dolu değil akıl dolu ve empati dolu olursa gerçek manada bir yapay dilci olur ve dünya barışına katkıda bulunmuş olur. çünkü yapay dil yaparak çeşitli dillerin özelliklerini tanırsınız, diller arasındaki farkları, etimolojik bağlantıları tanırsınız. İnsanların asırlardır birbiriyle etkileşim halinde olduklarına kelimeler yoluyla vâkıf olursunuz.

Bütün bunlara şahit olan birisinden nefret dolu, ayrımcı, ırkçı birisi çıkar mı?. aksine böyle birisinden sadece dünyayı iyi insanlar ve kötü insanlar olarak ayıran insanlar çıkar. Yabancı dil kavramı zaten her tipten insan görmenizi sağlayan bir kavramdır. Yabancı dil olgusu dünyaya dar pencereden değil geniş pencereden baktırır. Gezegende sadece size benzeyen, sizin gibi düşünen insanlar olmadığını, sizden farklı yaşam biçimlerine, tercihlere, inançlara sahip, farklı tarihlere, paradigmalara sahip insanlar olduğunu gösterir. Yapay dilcilikte bunları olabildiğince arttırır. Bugün dünyada her tipten yapay dilci, her dinden, her milletten yapay dilci mevcut. Yapay dil yaparak zaten kendiniz de bir kültür oluşturmaya başlamış oluyorsunuz.

Kendiniz kültür oluşturmaya başladığınız an başka kültürlere de “bu da onların yaşam biçimi ve paradigması” gözüyle bakarsınız. başka kültürlerin tarihlerine “bu da onların tarih perspektifi” şeklinde bakarsınız. siz de bir kültür oluşturduğunuz için anlarsınız multikültürelizm aslında o kadar kötü bir şey değildir, kötü olanlar kötü insanlardır diye. Sonuçta birkaç çürük elmanın olduğu bir ağaçta tüm elmaların çürük olması zorunluluğu var mı? yok.

İşte yapay dilcilik insanlara bu şekilde dünya barışı bilincini aşılar. Ve bu terazi çok su kaldırır yapay dilciliğin dünya barışına etkileri çeşitli başka yollardan da pek tabii ki mümkündür.

Bir yanıt yazın

Kategoriler

Son yorumlar