Dilin ömrünü uzatmak ne demek?
Evrende her şeyin ömrü var. Güneşin ve diğer yıldızların bile bir ömrü varken dilin ömrü olmaması düşünülebilir mi? Mesele ölüm gerçeği değil, uzun ömür meselesidir. Bu yüzden. yoksa evrende bir toz zerresinin üzerinde yaşadığımız gerçeğini inkar etmiyoruz. Meseleye o boyuttan bakarsak yaşamanın anlamı yok zaten. Ölelim ahirete gidelim de meselemiz o değil. O kısım derin bir felsefi mevzudur. Evrende toz zerresi olma, ölümden sonra farklı bir boyutta (ahiret) yaşam yahut başka inançların ve inançsızlıkların o konu hakkında görüşlerine girmeyeceğiz. Konumuz dil ve dilin ömrü.
Doğal dil dediğimiz diller doğuyor, yaşıyor veya tamamen ölüyor (Göbeklitepe, Çatalhöyük gibi antik yerlerin sakinlerinin dili) ya da şekil değiştirip günümüze ulaşıyor (Latince), yahut ölü ama istenirse canlandırılabiliyor (Sümerce), veya ölme sürecindeyken canlanıyor (ibranice). Bunlar yapay diller için de geçerlidir. Örneğin dünyanın ilk tam teşekküllü yapay dili Baleybelen. Yapımcısı bu dilde eserler neşretmişken yapımcısından sonra ölmüş ve asırlarca unutulmuştu.
20. yüzyılda tekrar dirildi lakin online ortamda tüm külliyatı paylaşılmadığından geniş kitlelere yayılamıyor. Belki başka yapay diller de var ismini bile bilmediğimiz ama çoktan ölmüş olan. Bazı yapay dillerse halen yaşıyor; Esperanto, İnterlingua gibi. Bazı yapay dillerin fişini sahipleri çekiyor onları öldürüyor ne yazık ki. Bazıları da Sahipleri kadar yaşıyor.
Peki Dilin ömrünü uzatmak İçin Ne Yapılmalı?
Diliniz bir şekilde yazıya geçirilmemişse (dijital, el yazısı fark etmez) ölür. O yüzden yazıya bir şekilde geçirilmiş olmalı ki ömrü uzasın.
Dilinizin külliyatı ne kadar büyükse o kadar çok yaşar. 500 kelimelik bir yapay dili gelecek nesillere aktaramazsınız. Eğer o dil zaten minimal olmak için yapılmamışsa. Nomuli gibi bir dil 500 kelimelik olsa o dil ölecektir hatta o dilin ipini siz çekersiniz. Dilinizin külliyatı büyük olacak, yüzlerce sayfa kelime, gramer olacak ki bir ağırlığı olsun. Hatta gelecek nesiller sahip çıksın bu sebeple. 500 kelimelik dile değil 5000 kelimelik dile daha çok sahip çıkarlar.
Dilinizde bir şekilde birşeyler de yazmışsanız şayet ömrü uzayacaktır mutlaka birilerinin dikkatini çekeceksiniz.
Dilinizin konuşan sayısı da mühim. herhangi bir seviyede konuşan biri varsa o dil yaşar.
Dilinizin depolanmasına gelelim. Bugün teknoloji sayesinde şanslıyız. İnternet üzerinde sürüsüyle depolama imkanı var. Google, Microsoft gibi şirketler bu devasa büyüklükleriyle batacak gibi görünmüyorlar bu saatten sonra batsalar bile yıllar içerisinde işledikleri verilerin bir şekilde asırlar sonraki insanlığın hizmetine sunulabileceği bir şeyler mutlaka yapılır hatta yapılmış bile olabilir. 100 yıl sonra Google kalmasa bile işlediği veriler kalabilir ve ulaşılabilir. Elektronik ortam bu yüzden büyük nimet.
Depolamada fiziksellikte önemli. Elinizin altında kağıda bir şekilde yazılmış külliyatta bulunmalıdır.
Kütüphane de depolamada avantajlı kütüphaneler kitabınızı asırlar boyunca saklayabilir. Dünyada bu saatten sonra ilimden, kitaptan anlamayıp kütüphanedeki kitapları imha eden bir barbar kavim olmaz.
Yani siz yeter ki gelecek nesillere aktarmak isteyin. O illa ki aktarılır. Siz yaşarken yaşayan bir olduysa diliniz gelecekte de yaşayacaktır. Siz yeter ki sizden sonraki kuşağa bir şekilde sevdirin bu uğraşı ve aktarabilin gerisi gelir. Sizden sonraki kuşağa aktarırsanız canlı bir dil aktarmış olursunuz aksi halde Sümerce gibi istenildiği zaman erişilebilen bir dil aktarmış olursunuz.